Rezene

Bu yazıda adını sıkça duyduğumuz bir bitkiden bahsedeceğim: Rezene

Türkçe: Rezene
Latince: Foeniculum vulgare

Bir önceki yazımda Apiaceae ailesiyle ilgili özet bilgi verip o ailenin önemli tıbbi bitkilerini listeleyip bu aileyle ilgili bir yazı dizisi oluşturacağımı söylemiştim. Bu yazı da o yazı dizisinin ikinci yazısıdır. Şimdi yazıyı oluşturmaya başlayalım. İlk olarak bitkinin tarihsel yolculuğundan daha sonra kısaca botanik özelliklerinden devamında kullanım alanı ve etkilerinden söz edip öneri ve uyarılarla yazıyı tamamlayacağım.

Rezenenin Tarihsel Yolculuğu

Rezene; maydanoz, karaman kimyonu ve dereotu gibi yakından tanıdığımız bitkilerle yakın akrabadır.

Rezenenin tüm kısımları kullanılabilir ve anasonun kokusuna benzeyen hafif bir kokusu vardır. Rezenenin İngilizcedeki karşılığı “fennel” sözcüğüdür. Fennel, eski İngilizcedeki “fenol” ya da “finol”den gelir. Muhtemelen bu sözcük bitkiye Romalıların verdiği “foeniculum” sözcüğünden gelmektedir ki bitkinin bugünkü cins adı budur. Cins adı olan “foeniculum” Latince “saman” anlamına gelen “foen” sözcüğünden gelir. Eski Yunan’da bitkiye “ince yetişmek” anlamına gelen “maraino” sözcüğünden gelen “marathron” adı verilmiştir. Bunun nedeni olarak rezenenin iştah azaltıcı olarak kullanılması gösterilir. Nitekim, yüzyıllar sonra Amerikan püritenleri de rezene tohumunu aynı nedenle yani iştah azaltıcı olarak kullanmışlardır. 


Kurutulmuş küçük rezene tohumları kilise ibadetlerinde açlık sıkıntılarını bastırmak için kullanılırmış. Hipokrat (M.Ö.460-377) ve Dioskorides (M.S. 23-79) gibi hekimler rezeneyi kolik ağrısı çeken bebekler ve emziren annelerin sütlerinin daha rahat gelmesi için önermişlerdir. Romalı hekim ve doğa bilimci Büyük Pilnius rezeneyi 20’den fazla ilaç terkibinde kullanmıştır. Hindistan’da Ayurveda tıbbında da rezene kullanım yeri bulmuştur. Orada sindirime yardımcı olması amacıyla kullanılmıştır. 


Rezeneye hayran kalan Şarlman (M.S. 742-814) bu bitkiyi Orta ve Kuzey Avrupa’ya yaymıştır. Rezene İngiltere’de çok gözde olmuştur. İngiltere’de, tüm hastalıklara iyi geldiğine inanılan dokuz bitkiden biri rezenedir. Avrupalı koloniciler rezeneyi Kuzey Amerika’ya götürdü ve orada sindirime yardımcı, nefes tazeleyici, gırtlak iltihabını ve diş eti enfeksiyonunu giderici olarak ayrıca emziren annelerin sütünü arttırmak için kullandılar. Diğer ilaçlara tat vermesi amacıyla da terkiplere eklendiği olmuştur. Tarihteki kullanımlarına baktığımızda -birazdan açıklayacağımız- bugünkü kullanımlarıyla neredeyse aynıdır. 

Rezenenin Botanik Özellikleri

Botanik özelliklerden genel olarak bahsedeceğim. Ayrıntıya girerek yazıyı boğmak istemiyorum ancak ayrıntılı bilgi isteyen olursa bana ulaşabilir. Her türlü kaynak ve bilgiyi ulaştırırım. Devam edelim.

Rezene, 1-1.5 m boyunda, yaprakları çok parçalı, çiçekleri sarı renkli olan çok yıllık otsu bir bitkidir. Rezene, haziran – ağustos aylarında çiçek açar. Meyveler 6-10 mm boyunda açık veya kirli sarı renkli, kısa saplı tüysüz ve silindir şeklinde olup genellikle kıvrıktır. Bu meyveler Fructus Foeniculi olarak adlandırılır ve Türk Kodeksi’nde (Fructus Foeniculi T.K.) olarak kayıtlıdır. Bu meyveler uçucu yağ taşıması açısından önem taşır. Rezene meyvesinden elde edilen uçucu yağın adı Oleum Foeniculi (Rezene esansı) olarak bilinmektedir. Bu yağ da yine Türk Kodeksi’nde kayıtlı olan bir drogdur. Uçucu yağ meyvenin salgı ceplerinde bulunur ve meyve %3-6 oranında uçucu yağ taşır. Salgı kanallarında bulunan bu uçucu yağ su buharı damıtımı (distilasyonu) ile meyveden elde edilebilir. Uçucu yağ drogun kullanımı açısından önem taşımaktadır. Burada eklemekte yarar gördüğüm bir uyarı var. Meyvelerin çayını yaparken meyveleri toz etmek uçucu yağın meyveden kurtulmasına yardım edecektir ancak çok fazla toz edip öylece bekletmek bu defa yağların uçmasına ve etkinin azalmasına yol açacaktır. Yani meyveleri biraz ezip derhal çay hazırlama adımına geçmek ideal olandır.

Rezeneyi tanımak adına birkaç görsele göz atalım. Aşağıda eklediğim görsellerin ilkinde bitkinin her yanını tanıyabilirsiniz. Diğer iki görselde de doğadaki canlı görünümüne bakabilirsiniz.






Rezenenin Etkileri ve Kullanışı

Rezenenin en çok bilinen özelliği “gaz söktürücü” olmasıdır. Bu nedenle rezene meyvelerinden bir çay hazırlanır ve bu amaçla özellikle çocuklarda kullanılır. Bununla birlikte, rezene, sindirim yetersizlikleri ve ishallerde de kullanılagelen bir bitki olmuştur.

Rezene bu amaçla çok sık kullanılır. Pekiyi, bu bitkinin bu etkisini ve güvenilirliğini ölçen herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Bu sorunun yanıtını Prof. Dr. Erdem Yeşilada’nın İyileştiren Bitkiler adlı kitabında bulabiliriz.

“Bebeklerdeki bu tip şikayetler için yararlanılabilecek başka bitkiler ve ilaçlar da bulunuyor şüphesiz. Peki, rezene çayının diğer seçeneklere oranla ne kadar etkili ve ne kadar güvenilir olduğunu biliyor musunuz? Ülkemizde bir özel klinikte yürütülen bir çalışmada, bebeklerde infantil kolit vakalarında rezene çayının etkinliği incelenmiş. İnfantil kolit, ilk 3 aya kadar bebeklerde sık olarak gözlenen, 3 günden daha uzun süre ile nöbetler halinde huzursuzluk ve günde 3 saatten uzun süren ağlamalar ile seyreden bir durum. Anne sütü alan ve infantil kolik tanısı konmuş bebeklere 3 ayrı grup halinde 10 gün süre ile papatya çayı, rezene çayı ve bu tip vakalarda önerilen bir sentetik ilaç (damla) verilmiş. Tedavi sonucunda düzelme oranları her üç grupta da hemen hemen aynı çıkmış; papatya çayı alan grupta olumlu sonuç gözlenen bebeklerin oranı yüzde 66,1 iken, rezene çayı verilen grupta yüzde 66,7 ve damla ilaç verilen grupta ise yüzde 66,7 bulunmuş. Her üç gruptaki bebeklerde herhangi bir yan etki görülmemiş. İtalya'da yapılan bir çalışmada ise bebeklerde kolik sancılarını iyileştirmek amacıyla rezene meyvelerinin papatya çiçekleri ve oğul otu yaprakları gibi diğer bazı bitkiler ile birlikte çay halinde uygulandığını görüyoruz. Bilimsel kriterlere uygun olarak (randomize, plasebo kontrollü) anne sütü emebilen 93 bebek üzerinde yürütülen bu çalışmada, 46 bebeğe rezene meyvesi, papatya çiçeği ve oğulotu yapraklarını birlikte içeren üçlü bir formülasyon kullanılarak hazırlanan çay bir hafta süre ile günde iki defa uygulanırken, 47 bebekten oluşan kontrol grubuna ise sadece rezene çayı verilmiş. Sonuç olarak bebeklerin kolik sancılarında bu karışımın uygulanması ile belirgin şekilde daha yüksek etkinlik sağlanabilmiş. Bence oldukça yararlı bir karışım tasarımı. Bebeğin sancısını ve gazını gidermesinin yanı sıra rahat uyumasını da sağlayacaktır.”

Rezene çayının bir başka etkisi de “yangı giderici / antiinflamatuvar” etkidir. Bu etkisinden kaynaklı olarak “göz yangılarında” kullanılır. Göz kapağında ya da gözün iç tarafında oluşan bir yangıda taze olarak hazırlanmış ve şekersiz rezene çayına batırılan bir göz pamuğu ile pansuman yapılması durumu hafifletebiliyor. Bir başka kullanım yöntemi ise eczanelerden temin edebileceğiniz bir göz kadehi ile göz banyosu yapmaktır. Bu noktada bir uyarıda bulunmam gerekiyor. Göze uygulamada bulunmak risklidir. Göze uygulayacağını herhangi bir şeyin mikrop barındırmaması gerekir. Bu yüzden rezene ya da başka bir bitkinin özütünü kullanırken doğru bitki seçimi yapmak zorundasınız. Örneğin açıkta satılan bir rezene almanız büyük risktir çünkü ne tip bir mikroorganizma taşıdığını bilemezsiniz. Söz konusu göz olduğu için ben bitkinin bu etkisini söylemekle birlikte bu uygulamadan kaçınmanızı öneririm. Çünkü piyasada, bu amaçla kullanabileceğiniz, rezene kadar hatta rezeneden daha etkili ve steril ilaçlar bulunmaktadır. İllaki kullanacaksanız da bitki, pamuk gibi ihtiyaçları eczaneden temin ediniz ve yapacağınız uygulama ile ilgili eczacınızdan bilgi alınız. Az öncede belirttiğim gibi söz konusu göz ise kesinlikle bir risk almayınız.

Rezenenin çok uzun zamanlardan beri kullanılagelen ve bildiğimiz bir kullanım nedeni de “süt arttırıcı / galaktagog” etkisine dayanmaktadır. Emziren anneler, sütünü arttırmak için bu bitkiye sıklıkla başvurmuşlardır. Öte yandan rezene doğumu kolaylıştırmaktadır. Bu nedenle doğumun son haftasından önce tüketenler olabilir ancak dikkat edilecek nokta doğumun son haftasından önce tüketilen rezene meyvelerinin “düşük riskini arttırabileceği”dir. Bu husus önemlidir ve dikkat edilmelidir. Yani hamileliğin son haftasından önce tüketmek sakıncalıdır. Bu hususa dikkat edelim.

Öksürüğünüz varsa öksürüğü hafifletmek belki durdurmak için bal içerisinde bir çorba kaşığı alarak kullanabilirsiniz.

Devam edelim rezenenin etkilerini konuşmaya…

Bilinen en önemli kullanım nedenlerinden biri de sindirime katkısının olmasıdır. Sindirim sistemindeki düz kasları gevşetici özelliği olan bu bitki sindirimi kolaylaştırmakla birlikte midedeki ekşime gerginlik gibi sorunları da ortadan kaldırmaktadır. Sindirim sorunu yaşayanların yemeklerden sonra rahatlıkla başvurabileceği, mide ve bağırsaklarda oluşabilecek rahatsız edici gaz oluşumunu önleyecek güzel bir seçenektir rezene çayı.

Rezeneyle ilgili bilgi kartı oluşturmakta yarar görüyorum. Derli toplu ve kısa bir kart oluşturalım.

Drog adı: Foeniculi fructus (Rezene meyvesi)

Elde Edildigi Bitki ve Familyası: Foeniculum vulgare (Apiaceae)

Başlıca Etken Maddeleri ve Etkisi: 

Meyveler %2-6 oranında uçucu yağ taşır. Uçucu yağın içeriğindeki maddeler bitkinin görülen etkilerini oluşturan maddelerdir. 
Uçucu Yağ İçeriği: %50-70 t-anetol, %12-33 fenkon ve %2-5 oranında östragol

Dispeptik rahatsızlıklar; mide-bağırsak şikayetleri, şişkinlik, gaz, üst solunum yolu rahatsızlıkları; soğuk algınlığı, öksürük ve bronşitte etkili. Meyveler iyi bir gaz söktürücü, mide bağırsak hareketliliğini arttırır ve spazm çözücü etki gösterir. Özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda gaz ve kolik tarzındaki mide-bağırsak ağrılarında çay olarak kullanılır. Anetol ve fenkonun sekretolitik etkisinden dolayı soğuk algınlığı ve öksürük gibi şikayetlerde sekretolitik ve ekspektoran olarak çayı halinde kullanılır.

Günlük Dozu: Yetişkinler için günlük doz 5-7 g; çocuklar için ortalama
günlük doz 0-1 yas için 1-2 g; 1-4 yas için 1,5-3 g; 4-10 yaş için 3-5 g; 10
yas üzeri çocuklar için ise yetişkin dozu önerilmektedir.

Kullanım Süresi ve Şekli ile İlgili Uyarılar: Cilt ve solunum sisteminde hafif alerjik reaksiyonlar olabilir. Anetole duyarlılığı olan kişilerde ve konvülsiyona neden olabileceği için epileptik hastalarda kullanılmamalıdır. Birkaç haftadan daha uzun süre kullanılmamalıdır. Meyvelerin sulu ekstresi siprofloksasin adlı antibiyotiğin emilimi, dağılımı ve atılımı üzerinde etkili olabildiğinden beraber kullanım durumunda siprofloksasin için yeni doz ayarlaması yapılması gerekir.

Rezene ile İlgili Öneri ve Uyarılar

Rezene çayını hazırlamak için alacağınız rezenenin kalitesi çok önemlidir. Bununla birlikte çayı nasıl hazırladığınız da önemlidir. Bunlar elde etmek istediğiniz etkinin düzeyini belirler. Bu konuyla ilgili yeniden Prof. Dr. Erdem Yeşilada’nın kitabına başvuruyoruz.

“Bitkisel çayları satın alırken ve kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. Beklenen etkinin en iyi şekilde sağlanabilmesi için bu son derece önemlidir. Bir kere tazeliğine dikkat edilmesi gerekir. Eski, beklemiş ürünlerin, yenileri ile harmanlanarak satışa sunulması sık görülen bir durum! Aldığınız bitki materyalinin ne derece temiz olduğu, daha önce kaç kişinin elinin değdiği konusunda şüpheleriniz olmamalı. Üzerinde mikroorganizmalar ve zararlı toksinleri bulunup bulunmadığı test edilmiş olmalı. Bu nedenle, açıkta satılan ürünlerin kullanılmasını önermiyorum. Tabii rezene meyvelerinin yukarıda bahsettiğim yararlarında, sert meyvelerin üzerinde kanallar içerisinde bulunan uçucu yağın katkısı önemli. Bu nedenle, parçalanmamış meyveler ile hazırlanan çayın içerisinde, yeterli uçucu yağ bulunamayacağından, yeterli etki göstermesi beklenemez. Fazla toz edilmiş meyveler ise uçucu yağın uçarak kaybına yol açacağından, yine etkisini zayıflatacaktır. Bu bakımdan özel değirmenlerden geçirilmiş olması gerekir. Benim önerim güvenilir markaların ürünlerinin tercih edilmesi.

Bebeklere ve göze uygulanacak çayların hazırlanmasında çok daha fazla özen göstermek gerekir.

İlk olarak belirtilmesi gereken husus satın alınacak rezene meyvelerinin kalitesidir; açıkta pazarlanan rezene meyvelerinin hangi mikroorganizmaları taşıdığından emin olamazsınız. Bu yüzden az önce de belirtildiği gibi güvenilir markaların ürünlerinin açıkta satılanlara tercih edilmesi çok daha yararlıdır.

Rezene çayını hazırlamak için kullanılacak suyun içme suyu olması, birkaç dakika kaynatılıp ılıdıktan sonra kap içerisindeki uygun dozdaki rezenelerin üzerine dökülmesi ve 10 dakika (kaynatılmadan) kap içerisinde bekletildikten sonra süzülmesi gibi önemli ayrıntılara dikkat etmek gerekir. Daha yüksek etki sağlamak için kullanılmadan hemen önce rezene meyvelerinin bir havan içerisinde parçalanması yararlı olacaktır. Bu şekilde kanallar içerisindeki uçucu yağın daha fazla miktarda suya geçmesi sağlanabilecektir. Bununla ilgili uyarıyı en başta yine yapmıştık.

Rezene ile ilgili söyleyebileceklerim şimdilik bu kadar. İleride bu bitkiyle ilgili karşılaştığım yeni bilgileri de buraya mutlaka ekleyeceğim. Tüm yazılarda güncellemeler yapacağım. Bununla ilgili ayrıca bilgilendirme yapılır. 

Sağlıklı bir yaşam dilerim. 

Ecz. Fadıl Kaan KURAN



Yorumlar

Yorum Gönder